Biz depremzedeler ve tüm vatandaşlarımızın elbette bir hayali vardı. Evlerin de mutlu, huzurlu olmak vs... Fazla söze de gerek yok, insanın canı sıkılıyor,keyfi kaçıyor. İnşaat firmalarından, yapı denetimcilerden, inşaat formen ve ustalarından, kamu görevlilerinden bazıları bu hayalleri çaldı. Kullanılan malzemelerin eksikliği, kalitesizliği görmezden gelinirken, bazıları vicdanlarını bir kenara bırakıp, para kazanma yolları ile boğuşuyordu... Yazık diyelim de, o kadar canı toprağa emanet ettikten sonra neye yarar. Neden, gelişmiş başka ülkelerde ki gibi dürüst olunamadı. İş yaparken, neden para hırsı ile yaklaşıldı... İşini iyi yapanlar elbette takdiri hakediyor. Normal sade vatandaş, teknik olarak neyi inceleyip, ev alacaktı. Sadece, birilerine güvendi ve bu güven boşa çıktı. Artık, bundan sonra nasıl güvenilecek ve nasıl bu yapı cidden sağlam mı diye sorgulanacak... İnsanların psikolojisini de bozdunuz... Bundan sonra, dürüst insanlar ile karşılaşılaşmak umuduyla...
top of page
bottom of page
Gerçekten üzücü bir durum ve yaşananlar tüm vatandaşlarımızı derinden etkilemiştir. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, inşaat ve planlama süreçlerinde daha sıkı denetimlerin yapılması ve şeffaflığın sağlanması gerektiğine inanıyorum. Ulusal Konut Projesi, bu konudaki hassasiyetleri ve kalite beklentilerini göz önünde bulundurarak, daha sürdürülebilir ve güvenilir yaşam alanları oluşturmayı amaçlamaktadır. Umarım gelecekte daha sağlam, güvenilir ve yaşanabilir kentler ve yapılar inşa ederek, insanların güvenini tekrar kazanabiliriz.